Birim Sistemleri ve SI

Türkiye’de kullanılacak birimlerde Metre Sistemi 1933 senesinde kabul edilmiş ve 1989’da Uluslararası Birimler Sistemi’ne geçilmiş olmasına rağmen, birçok alanda birim yanlışlarıyla karşılaşılmaktadır.

Yeni birim sisteminde her büyüklük için bir tek birim öngörüldüğü, örneğin her türlü güç yalnız vat ve kilovat gibi katları ile ölçüldüğü halde, bizde ayrıca BG, PS, hp, kcal/h, Btu/h birimleri kullanılmakta ve böylece birim kargaşası yaratılmaktadır. Isıtma kazanlarında kcal/h, mevsimlendiricilerde anlamını çok kimsenin bilmediği Btu/h kullanılması çok şaşırtıcıdır.

Sayısız sakıncası olan bu kafa karıştırıcı durumu bütün ilgililer önlemeye çalışmalıdır.

Günümüzde ticaret ve ekonomiyle beraber teknoloji, mühendislik ve doğa bilimleri birimler olmadan düşünülemez. Fiziksel büyüklüklerin ama birimlerle ölçülebildiğini ve Galileo Galilei’nin fizikte birimlere dayalı ölçme yöntemini uygulamasıyla bilimin hızla ilerlemeye başladığını biliyoruz. Bu büyük önemi nedeniyle birimlerin tanımlanması ve uygulanması daima ulusal ve uluslararası düzeyde kurallara bağlanmıştır.

1. Birimler Konusunun Ülkemizdeki Gelişimi

20 Mayıs 1875 günü Paris’te Metre Anlaşması’nı imzalayan 17 ülke arasında Osmanlı İmparatorluğu da bulunuyordu. Ölçüm biliminde yeni bir çığır açan bu gelişmeye rağmen ülkemiz okka, dirhem, arşın, endaze, kile… kargaşasından kurtulamamıştı. Teknoloji ve bilimi hem öğrenmeye, hem de geliştirmeye engel olan bu durumdan bizi kurtaran, Cumhuriyet’in ölçü devrimi sayılması gereken 1782 sayılı ve 1 Ocak 1933 günlü yasasıdır. Bunun sayesinde ülkede Metre Sistemi’ne geçilerek, ölçü birimlerinin birliği sağlanmış, birim kargaşası sona ermiş, bilim ve teknolojinin önü açılmıştır.

Yeni harf, yeni rakam ve yeni ölçü birimleri Kemalist devrimin birbirini tamamlayan büyük atılımlarıdır. Bu temel devrime rağmen, 1950’den sonraki birim gelişmeleri yeterince izlenmemiştir.

1954’te Metre Sistemi yerine kabul edilen ve 1960’ta “Uluslararası Birimler Sistemi” adı verilen yeni birim sistemiyle, en önemlisi A.B.D. olan kimi ülkeler dışında birim sorunu kesin bir çözüme kavuşturuldu. Böylece, birimler alanında yapılan temel çalışmalara ve büyük ilerlemelere dayanarak, eşsiz bir birim devrimi gerçekleştirildi ve insanlık tarihinde ilk defa bütün ulusların bir tek birim sisteminde anlaşabilmesi sağlandı.

2. Uluslararası Birimler Sistemi

Fransa’nın başlangıçtaki özel katkısı nedeniyle Uluslararası Birimler Sistemi için Fransızca adından yapılan SI (lütfen Amerikanca es ay değil, Türkçe s, i okuyunuz) kısaltması kullanılmakta ve başka dilde kısaltma yapılmasına izin verilmemektedir.

Bu sistemi oluşturan yedi temel birime (m, kg, s, A, K, can, mol) ve bunlardan elde edilen türetilmiş birimlere “SI birimleri” denir. Bu birimlerin önüne santi, mili, kilo… (kilo SI’de 1000, digital teknikte 1024 demektir) gibi konan önekler ile elde edilenler ve önek alamayan dakika, saat, gün gibi kullanılmasına izin verilenler SI birimleri değildir.

Bu birimlere “yasal birimler” denir. İlgili yasalarda belirtilenler dışında kalan eski birimlerin ticarette ve resmi işlerde kullanılmalarına genellikle izin verilmez.

Ülkemiz uzun yıllar bu önemli birim gelişmesini izlemedi ve uygulamadı. Bu çalışmanın yazarı, birçok yazı ve kitabında [1-9] konunun önemini anlatmaya çalıştı, Türkiye’de Uluslararası Birimler Sistemi adını ilk kullanan, ilk tanıtan oldu ve bu sisteme dayalı ilk teknik kitapları [6-9] yazdı. Her ne kadar bu çabalarını takdir eden bir kimse henüz çıkmamış olsa bile, sorun sonunda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 3516 (1989) sayılı yasasıyla çözüm yolunu buldu.

Esasında en büyük hata, yasal düzenlemenin, birçok uyarımıza rağmen, 45 sene gecikmeyle çok geç yapılması ve yetersiz uygulanmasıdır. Bu yasaya dayanarak çıkarılan 15.09.1989 günlü yönetmelikte o kadar çok yanlış vardı ki, yerine 07.01.1990 günlü yönetmeliğin yapılması gerekmiştir. Bu çalışmamız bir ölçüde ilgili yasanın ve yönetmeliğin de bir eleştirisidir.

3. Karşılaştığımız Birim Yanlışları

Yukarıda açıklanan nedenlerle, Batı yayınlarında pek görülmeyen birim yanlışlarına bizim gazete, dergi, ansiklopedi, sözlük ve kitaplarımızda, özellikle reklamlarda sıkça rastlanmaktadır. Çok kimse birimler konusunun yasayla düzenlendiğini, yasal olmayan birimlerin kullanılamayacağını, birim konusunda kimi kurallara özenle uymamız gerektiğini ve İngiliz Birim Sistemi’nin ülkemizde geçerli olmadığını bilmemektedir. Bu kusurlu davranışı aşağıda kimi örneklerle göstermeye çalışalım.

a. Birim simgelerinden sonra nokta konması: Simge ile kısaltma kavramlarının karıştırılmasından kaynaklanan bu yanlışı yapanlar, simgelerden sonra nokta konamayacağını bilmiyor. T.C., A.B.D. gibi kısaltmalarda nokta kullanılır. Buna rağmen H, O, Ca, Fe… gibi kimya simgelerinden ve m, km, g, kg, s, W, kW gibi birim simgelerinden sonra nokta konamaz. Bu konuda doğru yazılıştan çok yanlış yazılışla karşılaşılmaktadır. Bu tür simgelerden sonra nokta, ama cümle sonunu belirtmek ya da çarpma işareti olarak bulunabilir.

b. Birim simgelerinin isteğe göre değiştirilmesi: Birçok kimse birim simgelerini dilediği gibi yazabileceğini sanmaktadır. Oysa birimlerin adı ve simgesi değiştirilemez. Aşağıda sık karşılaşılan kimi simge yanlışlarına örnekler verilmiştir.

Birim simgeleri uluslararası anlaşmalar ile saptanmıştır ve bütün dillerde aynı biçimde yazılır. Türkçeyle bir ilişkisi yoktur. Hal böyle iken, örneğin bir Türkçe sözlükte (Dil Derneği 1999) pek çok birim yanlışı arasında santi öneki için s ya da c, santimetre için sm ya da cm simgeleri kullanılmaktadır. Saat simgesi h yerine s, sa ve km/h yerine km/s yazıldığı da görülmektedir. Genelde birim simgeleri için küçük harfler seçilmiştir. Litrenin esas simgesi de l’dir. Ama 1 ile karışma olasılığı varsa, L kullanılabilir. Ancak önek yalnız l önüne gelebilir, örneğin mL değil ml yazılabilir.

c. Gücün beygir gücü ya da beygir ile ölçülmesi: Uluslararası birim sisteminde güç birimi W, enerji ve iş birimi J(joule)=Ws dir. Gereksinime göre öneklerden yararlanılır. Enerji asla W, kW ile ölçülemez. Tanınmış bir mevsimlendirici fabrikamızın en son kataloğunda “harcanan 1 Watt elektrik enerjisi, çekilen enerji (Watt)…” gibi yanlış ifadeler bulunmaktadır.

Pratikte eski alışkanlıkları bırakmak kolay olmadığından, Alman gazete ve dergilerinde de otomobil motorlarının güçleri belirtilirken, kW değerinden sonra parantez içinde eski birim beygir gücü (Türkçe simgesi BG, Almanca karşılığı PS: Pferdestärke), örneğin 140 kW (190 PS) şeklinde kullanılmaktadır. 1978 senesinde çıkan bir kitabımızda [6, S.6] bu konudaki düşüncemizi şu cümleyle ifade etmiştik: “Bir başka kitapta güç için tahrikte atlar ile karşılaştırma yapılan devirden kalma BG birimi alınmaktadır.”

Şimdi sene 2011. Gazetelerimizde ve dergilerimizde otomobil motorlarının güçleri hâlâ kW değeri belirtilmeden, yalnız beygir gücüyle verilmektedir. Oysa beygir gücü yasal bir birim değildir. Bazen gücün beygir güç, hatta sadece “beygir” olarak verilmesine de rastlanmaktadır ki, böyle bir kullanım asla onaylanamaz!

Beygir gücü standartlaştırılmadığından, simgesi ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Fransa’da ch (cheval: beygir), Almanya’da PS (Pferdestärke: Beygir kuvveti), Anglosakson ülkelerde hp (Horse power: Beygir gücü), İspanya’da CV (caballo de vapor: buhar beygiri), Türkiye’de BG(Beygir gücü) daha çok PS bazen hp şeklinde kullanılmaktadır. Ama hp değerinin değişik olduğuna pek dikkat edilmiyor [8, S.96].

1 BG= 1PS=1ch=735,5W 1hp=745,7W=1,014 PS

Beygire dayalı birimler, SI bakımından tümüyle terk edilmiş olmasına rağmen, Türkiye’de hp’nin bile otomobil motorlarından koşu bantlarına kadar kullanılması sürdürülmektedir. Bir yapımcı da reklamında “1 HP-200HP arası güçlerde DC motor” ürettiğini bildirmektedir. Anlamı 1 hp=550ft.lbf/s olan bu birim ama tanımındaki birimler için uygun olabilir. Bu nedenle, Türkiye’de kullananlara ne kadar hayret etsek azdır!

d. Soğutma ve ısıtma gücünün Btu/h birimiyle verilmesi: Türkiye’de birim tutarsızlığına ve özbilinçsizliğine verilebilecek en ilginç örnek herhalde mevsimlendiricilerde (klima: mevsim deniyor!) kullanılan BTU/h birimidir. Doğru yazılışıyla Btu (British Thermal Unit: İngiliz Isı Birimi), yasal olarak kullanılan SI ile ilişkisi olmayan İngiliz Birim Sistemi’nin ısı birimidir. Uygulanması kütlenin pound, sıcaklığın derece Fahrenheit (1ºF) ile ölçülmesini gerektirir. Başlangıçtaki kısa tanımına göre, 1 pound (454g) suyun sıcaklığını 1ºF yükseltmek için gerekli ısı enerjisidir. Ama bu miktar, suyun ilk sıcaklığına bağlı olduğundan, Btu günümüzde aşağıdaki bağıntı ile tanımlanmıştır. Bu birimden giderek ısı gücü için saat h’ye göre Btu/h elde edilir.

1 Btu=1055,06 J 1h = 3600s 1 Btu/h = 0,2931W

Avrupa’da hiçbir yerde uygulamasını görmediğimiz ve SI sistemine göre yazılan formüllerde doğrudan kullanılamayan Btu/h güç biriminin senelerden beri ülkemizde varlığını sürdürebilmesi acaba nasıl açıklanabilir?

Bunu kullananlar ayrıca güç birimi Btu/h yerine bazen Btu yazarak (örneğin bir katalogda 9000 BTU klima deniyor) daha büyük bir yanlış yapmaktadır. Özetle mevsimlendirici üreten fabrikaların soğutma gücünü, ısıtma gücü ve genelde başka güçler gibi, W ya da kW biriminde vermelerini bekliyoruz.

Eskiden soğutucularda da böyle tuhaf bir yanlış yapılmış ve hacimleri için litre yerine ayak (ayak küb olmalıydı) birimi kullanılmıştı! Yabancı kaynaklardan bilinçsizce ve sorumsuzca yararlanma bizde o denli yaygın ki, “İnsan vücudunda 60 bin mil uzunluğunda kılcal damar var” gibi cümlelere de rastlanabilir!

e. Sıcaklık ve ısı kavramları karıştırılmakta, her ikisi için yanlış ya da eski birimler kullanılmaktadır: Ne yazık ki ısı ve sıcaklık kavramları sık sık karıştırılmaktadır. Yüksek sıcaklığa dayanıklı yerine yüksek ısıya dayanıklı denmektedir. Sıcaklık ºC (derece Celsius) ya da ona eşit olan K (Kelvin), ısı başka enerji türleri gibi enerji birimi J=W.s ile ölçülür.

Derece Celsius yerine derece santigrat (anlamı yüzdebir derece) ya da santigrat derece demek yanlıştır. Bu yanlış da sık yapılmaktadır. Türkçe Sözlük’te de aynı yanlış bulunmakta, ayrıca “ısı ölçeği” denmektedir. Isı için bundan böyle terk edilmiş olan cal, kcal birimlerinin kullanılmasına izin verilmediğinden, ısı gücü de bundan böyle kcal/h=1,163 W birimiyle ölçülemez. Ne yazık ki, LYS 2011’de bile cal kullanılması sürdürülmekte ve J/kg.K yerine 1 cal/g °C alınmaktadır.

f. Kilovatsaat için kilovat/saat yazılması: Hız birimi kilometre/saat yani km/h yazılışının etkisiyle olacak, enerji için bazen kilovatsaat yerine kilovat/saat ya da kWh yerine kW/h yazıldığına tanık olabiliyoruz. Burada yapılan büyük yanlış, kW ile h arasındaki çarpma yerine bölme işleminin uygulanmasıdır. Diğer bir yanlış, hızın zaman belirtilmeden, örneğin “19 km hızla vurup, 174 km hızla kaçtılar” şeklinde verilmesidir.

4. TDK’nun Türkçe Sözlüğü’ndeki Yanlışlar

Başka bir yazımızda [5] daha ayrıntılı olarak incelediğimiz bu yanlışlara, o yazımızdan bir paragrafla değinelim. Birimler konusunda TDK’nin sözlüğü çok yetersiz kalmaktadır. Newton kuvvet birimi olduğu halde, “güç birimi” olduğu yazılmıştır. Oysa güç birimi vattır. Kilogram, metre, saniye birimleri, yabancı dillerdeki temel sözlüklerde yapıldığı gibi, bilimsel bir biçimde tanımlanmamıştır.

Kilogram, Uluslararası Ağırlıklar ve Ölçüler Bürosu’nda saklanan kilogram standardının kütlesidir. Bu yalın ve günümüzde de geçerli tanım sözlükte verilmemiştir. Bu bilgilere uymayan ton tanımı da yanlıştır. Metre için “Yer meridyen dairesinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, temel uzunluk ölçüsü birimi” deniyor.

Oysa bu tanım 1795’te kabul edilmiş, lakin 1889 senesinde yani 19. Yüzyılda terk edilmiştir. 1983 senesinden beri geçerli olan şimdiki tanıma göre metre ışık hızına göre belirlenmekte ve ışığın 1/299.792.458 saniyede gittiği yolun uzunluğuna eşit alınmaktadır. Larousse gibi yabancı sözlüklerde bu sonuncu tanım verilmektedir. TDK’nin Türkçe Sözlüğü ise bütün bu gelişmelerden habersizdir ve 19. yüzyılda terk edilmiş bir tanımı 21. yüzyılda tekrarlamaktadır.”

Sonuç: Belki eğitim sistemimizin ve bilim kültürümüzün yetersizliği, belki SI’nin ülkemizde çok geç kabul edilmesi nedeniyle birimler konusunda, bazılarına yukarıda değindiğimiz birim yanlışlarını yapmaktayız. Yabancı medyada pek karşılaşılmayan bu tür yanlışların önlenebilmesi için hepimizin seferber olması gerekmektedir.

İlköğretimden üniversiteye kadar birimler konusuna önem verilmeli ve bir birim özbilinci geliştirilmelidir. Yazılı ve sözlü basın birim yanlışlarını yaymanın değil, birimleri doğru kullanmanın aracı olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için yazımızdaki uyarıları, örneğin düzeltme görevlileri aracılığıyla uygulamak yeterlidir. Değerli gazetelerimizin bu yoldan büyük bir hizmet yapabileceklerine inanıyorum.

Rate this post